KARINCA ALS

AZ DAHA AŞAĞI SÜRÜKLE SAYFAYI :)

KARINCA VE KATİLLERİ

Tutuk bir nefesin cesediyim… Merhabamın ruhu yok belki ve tabutta son yolculuğuna çıktı sanırsınız. Beşer olan her yanınız bir şeyi ifade ederken, anlatırken, söylerken, duyarken görürken ben sadece gözlerimle konuşurum size. Kiminiz görür kiminiz duyar kiminiz bi haber benim bir noktaya baktığım gibi bakar durur. Bilmezsiniz ki siz de bir ceset taşırsınız canın altında. İşte bundandır tartısı olmayan ağır serzenişlerimin sebebi.

 

Büyürsünüz ya da büyütürsünüz ama ben sadece olduğum yerde olduğum gibi dururum. Büyüsem büyüdüğümü anlamam, büyüteyim desem zaten emareleri olmaz büyütmeye çalıştıklarımın… Bir hayalet gibi yaşarım gökyüzünün altında nefes dağıtan hayatın kollarında… Farkedilmem zor kelimesi gibidir ve imkansız kelimesinin hayat arkadaşıdır. Ama yine de sizin istediğiniz kadarını istemem hayattan. Sadece size verdiklerinin beşer kimliğini dualarımın içinde yaradana savururum….. Bir gün sınav sorularımın cevaplarını da bana versin diye beklerim. Her gün yeniden başlar ve yeniden ölürüm. Her uyanış ilk doğum anım gibidir, her gözlerimi kapadığım an ise şehadetle buluşmalarımdır… Hala anlamadınız değil mi ne dediğimi ne demek ya da ne anlatmak istediğimi? Şaşkınlık fiili yok şu anda yüzümün mimiklerinde. Zamanın eski günlerinde vazgeçti benden 9 harfli o eylem…

Yürüdüğünüz yollardaki ağaçlarla hiç konuştunuz mu? Ayaklarınızın altında ezilen dünyanın en çalışkan ve en güçlü canlısı karıncalara hiç ekmek kırıntınızı paylaştınız mı? Halbuki hayatınızın en anlamlı varlıklarına hep karınca hikayeleri okudunuz öyle değil mi?  Ya da kişisel gelişim hikayelerinize o güçlü karıncaları resmettiniz… Ama karıncaları hep ezdiniz ve ekmek kırıntılarınızı onlarla hiç paylaşmadınız.

Peki ben o karıncayım desem? Sizi her şeye, üzerimde ayaklarınızın izleri olmasına rağmen sevdim ve sevmeye devam ettim desem? Buradan bildiğiniz karınca hikayelerinden çıkmayacak ama işin acılı yüzü odur ki ben hep o ayaklarınızın altındaki karınca olarak kalacağım.

Biliyorum okudukça saçmalayan bir deliyle zaman kaybettiğinizi düşünüyorsunuz ama ben bedeni ruhunun gölgesi olan ve hep olduğu yerde duran bir karıncayım. Ruhumla yürüyor, koşuyor, oyunlar oynuyor, dünyayı tanıyor, çiçeklere arılar gibi konuyor, sulara karışıp onlarla bir şelaleden akıyor, bir sofranın en tatlısı, bir çocuğun en renkli balonu oluyor, gökyüzüne karışıp yeryüzüne damlalar olarak düşüyorum. Merak etmeyin düşmelerim sizinkiler gibi değil. Canım yanmıyor. Ama işte bir gölge oyunu gibi çekiyorum kendi tek kişilik oyunumun sahnelerini…

Tek bir farkımız var aslında sizinle. Beni sizden ayrı tutan tek bir rengim var.  Bedenimde ruhumdan ibaret. Özetine dokunursak bu cümlelerin, ben sizin varlığınıza şükreden bir karınca, siz ise hala üzerime basan hayatın katillerisiniz.

Mustafa Kemal Şimşek | Sinem Topal

  • TARİH : 01.05.2020 | 01:45
  • YER : İSTANBUL
  • KATEGORİ : MEKTUPLAR
Başa Dön
© MKS 2020 | Tüm Hakları Saklıdır | Web sitemi bizzat kendim yaptım. Umarım beğenirsiniz. :)
BAŞA DÖN